Hacamat ve bölgeleri



Hacamat Yaptırmanın Faydaları


Hacamat, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) sünneti, Cebrail (a.s.)'nin tüm müminlere tavsiyesidir.


Hacamat, tıkanıklıkların ve vücudun organlarına en fazla zararı veren maddelerin toplandığı bölgelerde bulunan ince ve kılcal damarları tıkayan, hastalığa neden olan, pıhtı halindeki pis kanı vakumla dışarı alma işlemidir. Dolayısıyla hacamat ile kılcal damarlardaki tıkanıklıklar açılarak kandaki pıhtılaşmış koyu siyah kan, gaz ve toksik maddeler dışarı atılır. Buna bağlı olarak hacamat yapılan bölgedeki organlara kan akışı düzenlenerek organın hastalığının düzelmesinde etkili olacak temiz ve düzenli kan dolaşımı sağlanmış olur.


Hacamat, deri altındaki birikmiş, damarda dolaşmayan, kan özelliğini yitirmiş, zararlı ve biriktiği noktada ilgili organa zarar veren PİS KANIN vücuttan dışarıya atılmasıdır. HACAMAT'la alınan kan, PIHTILAŞMIŞ yoğurt veya jöle kıvamında ve siyaha yakın koyu renklidir. Hacamatla sadece organlara zarar veren, hastalık yapan, PIHTILAŞMIŞ siyaha yakın koyu renkli kan vücuttan dışarıya atılır. Normal "kan verme"de ise vücudun kullandığı açık renkli temiz kan alınır.


Hacamat, eski Çin uygarlıklarında, Maya ve Aztek kültüründe, Almanya'da, İngiltere'de, Fransa'da, hemen hemen dünyanın her ülkesinde 1900'lü yılların başına kadar baş ağrısından diş ağrısına kadar her türlü hastalığın tedavisinde ilk akla gelen tedavi yöntemi olarak uygulandı. Zamanla zengin ilaç firmalarının her ülkede değişik lobicilik faaliyetleri sonucu İslam ülkeleri hariç hemen her ülkede unutulmaya yüz tuttu. 1970'lerin başında ise özellikle ABD ve İngiltere'de hatırı sayılır oranda Alternatif Tıb olarak tekrar gündeme geldi.


İslam'da Hacamat


İslamiyet'te ise hacamat, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) "Miraç Gecesi"nden sonra daha da ehemmiyet kazanmıştır. Miraç gecesinde yanından geçtiği bir melek grubunun Peygamber Efendimiz'e: (s.a.v.) "Ümmetine hacamatı emret!" diye söylediğini Abdullah b. Abbâs (r.a) rivayet etmektedir.[1]


Ebu Kesbe el-Enmari (r.a.) anlatıyor: "Resûlullah, başından ve iki omuzu arasından hacamat olur ve: "Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için, bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez!" buyururdu." [2]


Yine hacamat yaptırmanın önemi hakkında 30'dan fazla hadis-i şerif mevcuttur. İsteyenler, hadis kitaplarına göz atabilir.


Günümüzde Hacamat


Türkiye'de 1930'lu yıllarda hacamatın yasaklanması ile unutulmaya yüz tuttu. Son beş yıldır İlaçlardan fayda göremeyenler, son çare olarak başvurdukları hacamat tedavisinden inanılmaz sonuçlar alınca, ülkemizde de hızla yayılmaya başladı.


Hacamat tedavisi, yüksek tansiyondan migrene, nefis hastalıklarından strese, bel fıtığından, iltihaplı eklem romatizmasına, sedef hastalığından unutkanlığa, çocuklarda altına ıslatmaya kadar birçok hastalık tedavisinde başarılı olarak uygulanmaktadır. Hacamat hakkında araştırma yapmaktan kaçınan, tıp fakültesi mezunlarımızın ne olduğunu bilmediği bu tedavi yöntemine ABD, İngiltere Almanya, Suudi Arabistan, Malezya, Mısır ve İran Tıp fakültelerinde bir çok araştırmalar yapılmaktadır.

Büyük Sufi (Tasavvuf Ehli, Derviş), aynı zamanda, vezir-i azamlık yapmış olan, Avrupa'da Avicenna diye bilineni adına hastahaneler ve tıp fakülteleri açılan, bizde ise sadece son 10 yılda adını korkarak telafuz ettiğimiz tıbbın dehası İbn Sina Hazretleri, "Tıbbın Kanunu"adlı eserinde ve bir çok tıbbî yazılarında hacamat yaptırmanın faydalarına çok değinmiştir.


Şimdi hacamatla hangi hastalıklar tedavisi mümkün; bunları inceleyelim.


Hacamat ile Tedavi Edilebilen Hastalıklar


1. Unutkanlık, hafıza zayıflığı, alzheimer, depresyon, konsantrasyon eksikliği (Kitap okurken düşünceyi toplayıp okuduğunu anlamama. Gözler, kitaptaki yazıları okur; fakat kafa, başka hayal dünyasına gider ): Çocuk ve ergenlerde ve test sınavlarına hazırlananlarda sık rastlanır. Bu tür rahatsızlıkları genelde kulak arkası ve kafanın tam arka orta kısmından hacamat yapılır. Başlama noktalarını ve uygulama kombinasyonlarını iyi bilmek gerekir.


2. Kronik yorgunluk, çok uyku isteği, halsizlik: Sırttan, karaciğer arkası, kahil ve kalp arkasından uygulanır. Daha ilk tedavide gözle görülür bir ilerleme ve rahatlama hissedilir. Vücuda enerji gelir. kombinasyonlu olarak diğer akupunktur enerji hatları da uyarılmak sureti ile çok zinde ve dinamik bedene sahip ve olursunuz. Ayrıca metabolizma hızlanır. Yaşlanma belirtileri ve kırışıklıklar, asgari düzeye iner. Bu konuda uzman olmayanların uygulamaları, yetersiz kalabilir. Her haccam, bu uygulamaları ve kombinasyonları bilmeyebilir.


3. Tansiyon: Hangi noktadan yapılırsa yapılsın, yüksek tansiyon düşer ve dengelenir. Tedavi için en uygun bölge, kalp, kahil ve karaciğer bölgesidir. (Tansiyon için her zaman ilk başlangıç noktası yukarı nokta olmalıdır. Diyelim kafa sırt ve bacaktan hacamat olunacak. İlk kafa bölgesi halledilir sonra sırt bölgesine geçilir.)


4. Baş ağrısı, migren ve sinuzit: Kulak arkası, kahil, sırt ve omuz başlarından yapılan uygulanır.


5. Bel ve boyun fıtığı: Genelde ağrıyan bölgelerdeki pıhtılar temizlenir.Pıhtıların ve sinir sıkışması nerde olduğu anlaşılır. Tedaviye kuyruk sokumu üstü, sağ ve sol yanlardan başlanır. Bel fıtığı tedavisi, hacamatın en başarılı ve sık uygulandığı hastalıkların başında gelir. Mısır, Endonezya, ve İran'daki tıp fakültelerinde, hacamatla bel fıtığı tedavisi konusunda birçok araştırmalar yapılmıştır. Alının sonuçlar, çok etkileyici ve başarılıdır. Bu konuda kişisel tecrübelerimiz de aynı yöndedir.


6. Kemik erimesi, kireçlenme, mantar, romatizma, iltihaplı eklem romatizması (Romotoid artis): Karaciğer arkası, kahil ve ağrıyan bölgelere özellikle diz kapağı ve baldırın dış kısımlarına yapılan uygulamalar, çok faydalıdır. Ağrılar, hemen geçer. Ama seanslar halinde tecrübeli haccam yardımıyla 4-5 seansta daha güzel ve kalıcı sonuçlar alınır.


7. Hepatit B: karaciğer arkası, kalp arkası, sırttan ve omuz başlarından yapılır.


8. Böbrek rahatsızlıkları: Sırtın böbrek hizası, sağ ayak topuğu, sağ ve sol ayak üstü


9. Sedef, temre ve deri hastalıkları, kaşıntı, sivilce: Genelde zayıf immune bağışıklık sistemi olanlarda var olan deri hastalıklardır. Karaciğer arkası ve kahil en uygun başlangıç noktasıdır. Özellikle sedef ve variste %100 iyileşme garantisi yoktur; ama hiçbir yan etkisi de yoktur. Bunun yanında bir çok faydası vardır.


10. Kanda demir, vitamin eksikliği, kanda yağlanma, şeker ve kolesterol: Bu alanda hiçbir bilimsel araştırmaya rastlamadık. Sadece kişisel tecrübelerimiz, şeker ve kolestrol rahatsızlığı ile gelenlere Hacamattan önce ve sonra ölçtürmesini istedik. Hacamatran önce yüksek çıkan kolesterol veya şeker değerleri, hacamattan hemen sonra değişmekte, 3 veya 4 seanslık bir hacamat tedavisinden sonra normale dönüşmektedir. Elimizdeki veriler, sadece "hacamat tedavisi" yaptıranların beyanlarıdır. Bilimsel, yazılı bir kanıt yoktur.


11. Kalb rahatsızlıkları: Sırttan, kalp arkası ve kahil noktasından yapılır.


12. Karaciğer rahatsızlıkları, yüksek kolesterol: Sırtdan karaciğer arkası, kahil ve omuz yanlarından yapılır. Karaciğer arkasından yapılan hacamat, bu pıtıların bir çoğunu temizlemede son derece başarılıdır.


13. Gut, guatır, astım, nefes darlığı, bronşit: Ön kısımdan omuz başları, kalp arkası, ve kahilden yapılır.


14. Hormonal rahatsızlıklar, yavaş metabolizma, aşırı kilo: Kalp, karaciğer arkası ve sırttan mide ile bağırsak arkasına gelen noktalardan yapılır. Aşırı yiyenleri Hacamatla zayıflatamayız, Sadece hormonal bozukluktan dolayı aşırı kilolu olanlara yardımcı olur hacamat tedavisi, Bu konuda, www.hacamat.info sitesindeki "hacamat ve Zayıflama" adlı sayfaya göz atabilirsiniz.


15. Nefis hastalıkları, vesvese, şizofreni, panik atak vs, tik ve kekeleme: Sırttan kalp ve karaciğer arkası, kulak arkası ve kafa arkasındaki orta kısımdan uygulanır… Aşırı heyecanlı ve korkan kimselere uzun süren seanslar daha faydalı ve kesin sonuç verir. Depresif ilaç alanlarda daha ilk seansta çok büyük ve hissedilir bir rahatlama olur. Düzenli seanslardan sonra ilaç almalarına da gerek kalmayabilir. Tabiî ki buna doktor karar verir. Ama hasta da kendini bilir. (Ruh hastalığı diye bir şey yoktur. Rûh, hastalanmaz. Rûh, temiz ve paktır. Hasta olan, kişinin nefsidir)


16. Büyü: Kulak arkası, en temel başlangıç noktasıdır.


17. İktidarsızlık: Kuyruk sokumu ve omurilik orta noktalarına uygulanan tedavinin iyi geldiği tespit edilmiştir.


18. Çocuklarda altına ıslatma: Kulak arkası, kahil ve sırttan kuyruk sokumu üstünden uygulanır…


19. El ve ayak üşümesi: Bazı kimselerin el ve ayak parmakları, ister sıcak havada, ister soğuk havada daima çok üşür. Bu kişilerde el ve ayak parmakları, hep soğuktur, hiç ısınmaz. Bunun nedenini tam olarak bilmiyoruz. Ayrıca bu meşrep insanlarda diş hastalıkları daha erken yaşta başlayıp daha hızlı bir diş çürümesi olur. Kesin olmamakla beraber, sırttan, karaciğer arkası ve omuzdan yapılan hacamat, daha faydalı olur diye tecrübe ettik. Bu konuda hiç bir yerde bilimsel kaynak bulamadık.


20. Vertigilo, egzema ve alaca hastalığı, ürtiker, kurdeşen, dabaz, kaşıntı, cüzzam: Bu tip hastalıklar, dermatolojiyi ilgilendiren deri rahatsızlığı olarak algılansa da; hastalık, genelde bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha belirgindir. Bağışıklık sistemi zayıf olan bu kimselerde bu iki hastalığa daha sık rastlanır. Sırttan, karaciğer arkasından, kahilden ve omuz başlarından yapılan seans uygulamalar çok iyi sonuç verse de; %100 garanti hiç bir zaman yoktur. Bu hastalığa muzdarip olanlarda yine çok uyku ve zayıf bağışıklık sisteminden dolayı uykuya doyamama ya da uykudan yeterince faydalanama halleri, çok sık görülür. Fakat her hasta, belirli oranda fayda ve iyileşme görür. Halk dilinde "temre" denilen benzer kaşıntılı olan hastalık da benzer şekildedir.


21. Nöroljik Hastalıklar: parkinson, uyku bozuklukları, siyatik ağrılar, beyin damar hastalıkları (İnme), yüz felci gibi hastalıklar konusunda hacamat tedavisi ile tedavi edilebilir veya yardımcı olur diye hiçbir bilimsel bulgu veya araştırma yoktur. Hastadan hastaya fark göstermekle beraber çok az da faydasını görenler olmasına rağmen; bu bulgu, kişisel tecrübemizdir. Bu tür rahatsızlığı olan hastalara daha dikkatli ve özenle hacamat yapılır. Hiçbir yan etkisi olmadığı için bu konuda ehil uzman kişilerin yardımını almanızda fayda olabilir. Tekrar etmekte fayda var. Bu tür rahatsızlıklar, ileri derecede olan bu rahatsızlıkların iyileşme oranı şimdilik düşüktür. Ama mutlaka az da olsa faydasını hasta görür.


Kaynaklar


[1] Ali Nâsıf, "et-Tâc", III, 203.
[2] Ebu Davud, "Tibb", 4, (3859); Ibnu Mace, "Tibb", 21, (3484).






Alıntıdır












Hacamat Yaplıan Yerler

Hacamat’ın Faydaları

Çocuklarda beyin felci, şişmanlık, sivilce, baş ağrısı, sinüzüt,

migren, bel fıtığı, vücut ağrısı, cilt hastalıkları, cüzzam hastalığı, görme rahatsızlıkları, cinnet (sinir hastalığı), nuas, baras, sevda gibi birçok hastalığın tedavisi için hacamat uygulanır.

Hacamat kan ile alakalı bir işlem olduğu için kan da insan vücudunda önemli bir rol oynadığından hacamatla tedavide geniş bir bölgeye tesir etme imkanı vardır. Bununla beraber vücuttaki kirli kanı almakla kandaki toksinler, kolestrol ve kullanılan ilaçların kanda kalan tortuları tehlikesiz bir şekilde vücuttan uzaklaştırılır.

Vücutta Hacamat Yapılan Yerler ve Faydaları

Kandaki Demir Oranı ve Hacamat
Hacamatın en önemli faydalarından  birisi de kandaki demir oranını dengelemesidir. Kur’an’da demirin kimyasal özellik-lerinden birçoğuna işaretler vardır: “Andolsun ki elçilerimizi açık kanıtlarla gönderdik ve onlarla birlikte kitabı ve ölçüyü indirdik ki insanlar adaleti ayakta tutsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için yararlar var-dır.”

Demir insan için vazgeçilemez bir element olup, başlıca görevi kanda oksijeni taşımaktır. Kanda eritrositler içinde yer alan hemoglobinin yapısında demir vardır ve kana kırmızı rengini verir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) demirin kandaki varlığına dikkat çek-miştir.

İbn Ebi Bekre (r.a)’den; “Babası salı günü ailesini hacamat olmaktan alıkoyar ve Peygamber (s.a.v.)’in salı gününün kan günü olduğunu ve o gün belirli saatte kanın dinmediğini söylediğini iddia edermiş.”
 (Ebû Dâvud)

Başka bir hadisi şerifte şöyle buyurulmaktadır: “Kanı, güçlü olduğu (salı) günü aldırmayın. Çünkü o gün demirin iz bırak-tığı gündür. Demirin güçlü olduğu günde kan aldırmayın” (Rezin)

İbni Abbas (r.a.)'dan aktarılan üçüncü hadiste de; “Allah Resülü (s.a.v.) buyurdular ki; 'Hadid Sûresi, salı günü inmiş-tir. Allah demiri salı günü yaratmıştır.”  (Rudani)
Nebî (s.a.v.) 1400 yıl önce kanda demir fazlalığının zararlı olduğunu bildirmiş ve tedavi yolunu da göstererek kan aldırmayı tavsiye etmiştir. Buna karşın Batı'da kandaki hemoglobin Otto Funke tarafından 1851 yılında keşfedilmiş, 1959 yılında da Max Perutz tarafından X ışın kristallografisi yöntemi kullanarak hemoglobinin moleküler yapısını incelenebilmiştir.

Kalp-Damar Hastalıkları ve Hacamat
Kan veren kişilerde kalp ve damar hastalıklarının daha az görüldüğü yapılan birçok araştırmada ortaya çıkmış, Amerikalı Meyers D. ve arkadaşları tarafından 1997 yılında 'Heart' isimli bir dergide yayınlanan araştırmada, açık bir şekilde kan veren insanların kalp ve damar hastalıklarına yakalanma şansının kan vermeyen akranlarına göre çok az olduğu ispatlanmıştır.10

Koupio Üniversitesi'nden Jokka Salonen ve çalışma arkadaşları yaptıkları araştırmaların ilk bulgularına göre, vücudunda yüksek seviyede demir (Fe) bulunan kişilerin kalp krizi açısından büyük bir risk taşıdıklarını göstermişlerdir.
Kadınların adet kanaması yolu ile demir kaybettikleri için kadınlardaki düşük demir miktarı yağların oksidasyon hızını yavaşlatmış; böylece damar sertliği (Atheroskleroz) erkeklere göre kadınlarda daha az görülmektedir.
Bilindiği üzere serbest oksijen radikalleri yağların oksidasyonunu sağlamakta, böylece damar sertliği (Atheroskleroz) gelişmektedir. Bu konunun demirle olan ilişkisi nedir? Demir,yağları okside eden bu oksidan moleküllerin üretimini sağlayan Fenton reaksiyonunda yer alır. Yani insan vücudunda ne kadar çok demir varsa o kadar çok zararlı oksidan molekül meydana gelir. Bunun tersine adet kanaması, kan vermek gibi kan kaybına, dolayısıyla demir kaybına yol açan durumlarda ortamda serbest demir azaldığı için oksidasyon da azalır. Bunun net sonucu kişide kalp damar hastalıkları ve diğer birçok hastalığın daha az sıklıkla görülmesidir. Bu hipoteze dayanarak araştırmacılar düzenli olarak kan verenlerin kalp krizi, felç, inme, anjina ve diğer kalp ve damar hastalıklarına yakalanma oranlarının kan vermeyenlere göre çok daha az olduğunu bulmuşlardır. Demirin hastalıklarla olan ilişkisini gösteren çok sayıda çalışma birçok tıp dergisinde (Lancet, Cell, JAMA vb.) yayınlanmıştır.

Şeker Hastalığı ve Hacamat
Yine 'Diabetes Care' isimli uluslararası bir dergide çıkan İtalyan Francesco Equtani ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada vücut demirindeki azalmanın insülün hassasiyetini ve miktarını artırdığını bulmuşlar, yani şeker hastalığına karşı kan vermenin koruyuculuğunu ispatlamışlardır. Çünkü pankreasta insülin üreten hücrelerde biriken demir şeker hastalığına, karaciğerde biriken demir siroza sebep olur. Hattâ kısırlık bile demirin toksik miktarlarda birikimiyle meydana gelebilir.

Zona (Herpes Zoster) Tedavisi ve Hacamat
Pekin Üniversitesi Çin Tıbbı Bölümü'nde 651 hastanın üzerinde yapılan deneylerde ıslak kupa (hacamat) terapisinin zona (herpes zoster) tedavisinde etkili olduğu anlaşılmıştır. Aynı araştırma neticelerine göre bu tedavi metodunda hiçbir ciddi yan etki gözlenmemiştir.

Hacamatın Diğer Faydaları
Kılcal damarların, büyük atardamarın, toplardamarların temizlenmesine sebep olur ve kan dolaşımını güçlendirir. (Yaklaşık olarak hastalıkların %70'inin sebebi, yeterli derecede kanın düzenli olarak organlara ulaşmamasıdır.)
Eklemleri ve mafsalları temizleyip rahatlatır. (Özellikle ayaklarda tesiri açıkça görülür.)
Kan, safra, balgam gibi salgıları temizler.İç organlara ait refleksleri geliştirip çalıştırır, böylece beynin, sinir sistemine ait dikkatini artırarak lazım olan emirleri vermesini sağlar.Bölgesel kan dolaşımını kuvvetlendirir.Bedenin genel bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Bu da özellikle kemikteki bağışıklık bezesini kuvvetlendirmekle hâsıl olur.Hormonları düzenler. Psikolojik dengeyi sağlayarak çalışma. Bu da 7. omurilikle-rinden 5.sinde olur.Beyne ait organların canlılık kazanmasını sağlar. (Hareket,konuşma, işitme, algılama, ve hafıza güçlerini artırır.)Bezlerin özellikle hipofiz bezinin canlanmasına vesile olur.
Sinirsel gerilimi kaldırır. (Özellikle başta ve baş ağrısına sebep olan şeylerde.) Bazı pıhtılaşmaların, salgıların, ağrı veren etkenlerin kaldırılması.Vücudun dışında oluşan kan pıhtılaşmalarını (toplanlamalarını) çekip almak işlemi, pıhtılaşmadan çıkarmak suretiyle yapılır.Kortizonun sırlarından birisi de ağrıyı gizleyebilmesi, protoplazmayı kontrolü altına alıp patlatmamasıdır. Bu şekilde prostat maddesi çıkmamış olur. Fakat protoplazmaların patlamaması bedenin tabiatına aykırıdır. Birçok zararlara sebebiyet verir. Hacamat tedavisinde ise aynı netice bedene zarar vermeden sağlanır. Hacamat vücuttaki fazla asitleri ve kan yoğunluğunu artıran etkenleri çeker alır.

Mısırlı Doktor Macide Amir'in araştırmaları sonucunda hacamatın faydaları şunlardır;

a)Hacamat, kandaki tabii kortizon yüzdesini artırır.             

b)Oksitlenmeye karşı maddeleri etkiler, harekete geçirir.

c)Hacamat, kandaki zararlı kolesterol(LDL) yüzdesini azaltır ve yine kandaki yararlı kolesterol(HDL) seviyesini yükseltir.

d)Hacamat kandaki üremi hastalığı seviyesini düşürür.

e)Hacamat, bedendeki normal (tabii) morfin seviyesini yükseltir.

Ayrıca vücuttan kan çıktığı için yeni kan üretme mekanizması harekete geçer. Hacamatın diğer bir tesiri de bozulan vücut dengesini (ağrı, kasılma ve kan dolaşımının engellenmesi gibi) tekrar normale getirmesidir.
Hacamat tan Osmanlı döneminden kalma  kaynaklarda  şu şekilde bahsedilmektedir:  “…ve dahî hacamat, hafızın hıfzını ve aklını ziyade edip bozulan kanı giderir. Göze cila verir. Beli kuvvetlendirir. Baştan hacamat olmak yedi hastalığa fayda verir. Delilik, Cüzzam, Beras, Nüas, Şüda, Veceufferris, Veceulayn.”


İki omuz başı arasından kan aldırmak, omuz ve boğaz ağrı-larına karşı faydalıdır. Omuzdaki şah damarının kollarından kan aldırmak ise, vücutta kan çoğalmasından, veya kanın bozulmasından yahut hem kan çoğalması ve hem de bozul-masından meydana gelen baş ağrılarına; yüz, diş, kulak, burun, boğaz ve göz ağrılarına karşı faydalıdır.
Çene altından kan aldırmak ise; zamanında yapıldığında, yüz, diş ve boğaz ağrılarına karşı fayda sağlar. Ayak üzerin-den kan aldırmak, topuktaki damardan kan aldırmaya denk olup uyluklar ve bacaklardaki yaralara, âdet kanının kesil-mesine ve husyelerde meydana gelen kaşıntılara karşı faydalıdır. Göğüsün altından kan aldırmak ise, uyluk çıban-larına, yine uylukta meydana gelen kaşıntı ve sivilcelere, mafsal ağrılarına, bâsura, ayak ve bacaklardaki aşırı şişliğe ve sırttaki kaşıntılara karşı faydalıdır.

Beyin rahatsızlıklarında baştaki damardan, göğüs hastalığı için akciğerle ilgili damardan, siyatik ve eklem ağrıları için siyatik damarından, âdet kanamasını söktürmek için ayak parmaklarından kan alınır. Eğer bu iş için bacaklardan kan alınırsa, âdet kanaması daha fazlalaşır. Göz ağrısı, ağız kokusu ve baş ağrısını gidermek için baştan kan alınır.

Koldaki üç ana damardan biri olan ve akciğer damarı diye bilinen bâsilik damarından kan aldırmak, karaciğer ve dalak-taki hararetin giderilmesine ve bunlarda kan çoğalmasından meydana gelen şişliklere; akciğer şişliklerine, karındaki ağrı ve sancılara akciğer zarı iltihabına; dizkapaklarından kalça kemiğine kadar olan kısımdan yapılan hacamat da; kanla ilgili bütün hastalıklara karşı faydalıdır.

Koldaki atardamardan kan aldırmak, vücutta kanın çoğal-masından ve bilhassa kanın bozulmasından dolayı meydana gelen hastalıklara karşı faydalıdır.
Kolda baş damarı diye bilinen damardan kan aldırmak ise vücutta kan çoğalması veya kanın bozulması ile başta ve boyunda meydana gelen hastalıklar için faydalıdır. Boyunda bulunan şah damarlarından kan aldırmakta; dalak ağrısı, nefes darlığı ve alnın her iki yanında meydana gelen ağrılara karşı faydalıdır.
Koldaki atardamardan kan aldırmak, vücutta kanın çoğal-masından ve bilhassa kanın bozulmasından dolayı meydana gelen hastalıklara karşı faydalıdır. Kolda baş damarı diye bilinen damardan kan aldırmak ise vücutta kan çoğalması veya kanın bozulması ile başta ve boyunda meydana gelen hastalıklar için faydalıdır. Boyunda bulunan şah damarların-dan kan aldırmakta; dalak ağrısı, nefes darlığı ve alnın her iki yanında meydana gelen ağrılara karşı faydalıdır.
Deriden kan aldırmak, vücut yüzeyini; damardan kan aldır-maktan daha iyi temizler. Damardan kan aldırmak ise, vücudun derinliklerindeki kirli kanın temizlenmesi için daha faydalıdır. Deriden kan aldırmak ince kan çıkarır. Yaşlılar, zayıflar, çocuklar ve damardan kan aldırmaya tahammül edemeyenler için gayet iyi gelir. Başın ense çukurundan kan aldırmak, koldaki can damarın-dan kan aldırmaya denktir. Buradan kan aldırmak, kaşlar ve göz kapaklarındaki ağırlığı hafifletir, göz kapaklarındaki ka-şıntı ve ağız kokusuna karşı şifâdır.
İki kalça arasından kan aldırmak ise, uyluklarda çıkan çıban, uyuz, sivilce gibi hastalıklara; ayrıca nikris, basur bacak şişmesi, mesane ve rahim ağrısı ve sırtta meydana gelen kaşıntıya karşı faydalıdır.
Kan aldırmanın faydaları, bu saydıklarımızdan çok daha fazladır. Sıcak memleketlerde ciltten kan aldırmak, damar-dan aldırmaktan daha faydalı ve daha emniyetlidir. Birçok ilaç yerine de geçer.

MİGREN, BAŞAĞRISI VE SİNÜZİT:



Özellikle kadınların en büyük sorunlarından biri migren ve baş ağrılarıdır.  
İnsanı çıldırtan bir baş ağrısı, ışığa karşı çok şiddetli bir duyarlılık ve akabinde mide bulantıları. Kullanılan ilaçlar ise anlık çözüm. Belki ağrıyı geçiriyor ya da yavaşlatıyor ama bir sonraki migren atağı tetiklenmek üzere sizi bekliyor.


Yandaki resimde hacamat noktalarını ve akupunktur noktaları verildi. Akupunktur konusunda ehil bir insana danışılmalı, hacamat noktası olarak ta 1-45-46-55-20-21-36-2 ve 3. Noktalar ihtiyaca göre tercih edilmelidir. (Ancak bu noktaların hepsine birden hacamat yapılmaz. Usta bir haccam kişinin şikayetine göre öncelikli yerleri bilmektedir.)

BEL VE BOYUN FITIĞI:

Bel fıtığı ve boyun fıtığı tedavisinde genellikle ağrıyan yere hacamat yapılır. Fıtıklaşan bölgede tortular ve oradaki pis kan vakumlanarak alınır. O bölgeye hacamat yapılmadan evvel yakıyla beraber 24 saat öncesinden kuyruk yağı sarılır. Kuyruk yağı o bölgeyi iyice yumuşatacaktır. Bunu kendiniz bile elinizle dokunduğunuzda hissedeceksiniz. Yakının amacı da hem sıcak tutmak, hem de kuyruk yağının o bölgede sabit durmasını sağlamaktır. Kuyruk sokumu üstü sağ ve sol yanlardan başlanır uygulamaya. Boyun fıtığında ise 1 ve 55 numaralı bölgeler önemlidir. Hacamatın en başarılı ve sık uygulandığı hastalıkların başında gelir bel fıtığı tedavisi. Mısır, Endonezya, ve İran da TIP FAKÜLTELERİNDE hacamatla bel fıtığı tedavisi konusunda bir çok araştırmalar yapılmıştır. Alının sonuçlar çok etkileyici ve başarılıdır.

KİREÇLENME, ROMATİZMA, İLTİHAPLI EKLEM ROMATİZMASI:

Karaciğer arkası, kahil ve ağrıyan bölgelere özellikle diz kapağı ve baldırın dış kısımlarına yapılan uygulamaları çok faydalıdır. Ağrılar hacamatın sonunda hemen geçer. Ancak ilerlemiş vakalarda uzman bir haccam tarafından 4-5 seans kadar tekrar edilmesi gerekebilir. Özellikle boyun ve omuzlardaki kulunçvari ağrılarda sonuç yüzde yüz görülmektedir. Bayanlarda erkeklere oranla 3 veya 4 kez daha fazla görülen nedeni tam olarak bilinmeyen iltihaplı eklem romatizmasıdır. Bu eklem rahatsızlıkları ileri safhada diğer organları da etkilemeye başlar. Özellikle beyne, kalbe ve damarları etkilemesi çok tehlikelidir. Kişinin şikayetine göre aşağıdaki noktalardan uygun olan yerlere hacamat yapılır.

HİPERTANSİYON, ŞEKER:

Hacamat hangi noktadan yapılırsa yapılsın yüksek tansiyona son derece iyi gelir. Tansiyon düşer, normal seyre gelmeye başlar yani dengelenir. En uygun bölge kalp, kahil karaciğer bölgesi ve baştan yapılan hacamattır. Tansiyon için her zaman ilk başlangıç noktası yukarı nokta olmalıdır. Vücutta 55 numaralı noktayı hemen hemen her rahatsızlıkta kullanmak gerekir. Çünkü bu bölge Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından önerilen bölgelerdendir. Malum; şeker hastalarının yaraları biraz geç iyileşir. Onun için şeker hastalarında mümkün olduğu kadar dikkat edilmeli, şekeri çok yüksekken hasta hacamattan kaçınmalıdır. Ancak şekeri belirli bir seviyeye indirildiğinde (kullandığı ilaçlarla veya perhizle) hacamat yapılmalıdır. Düşük şekerde de durum böyledir. Önce şeker dengelenmelidir ve aşağıdaki noktalardan uygun olan yerlere hacamat yapılmalıdır.

UNUTKANLIK, HAFIZA ZAYIFLIĞI, ALZHEİMER VE DEPRESYON, KONSANTRASYON GÜÇLÜĞÜ:

Algılamada zorluk, kitap veya gazete okurken konsantre olunamadığından dolayı anlayamama, Yakın geçmişi hatırlamada zorluk, aşırı unutkanlık, karşısındaki insanın sorduklarını bir anda algılayamama gibi belirtiler bazen depresyonun bazen de Alzheimer ın belirtisi olabiliyor. Bu gibi durumlarda 55 numara sabit olmakla beraber başın tepe noktasından, kürek kemiklerinden ve iki kulak arkasından hacamat yapılır.

KRONİK YORGUNLUK, UYKU İSTEĞİ, HALSİZLİK:

Kronik yorgunluk ve halsizlik bazen immün sisteminin zayıfladığından, bazen de depresyon gibi sinirsel rahatsızlıklardan kaynaklanabilir. Bu durumda metabolizmanın hızlanması gerekmektedir. Bunun için sırttan, karaciğer arkası, kahil ve kalp arkasından hacamat uygulanır. Daha ilk tedavide gözle görülür bir ilerleme ve rahatlama hissedilir. Vücuda enerji gelir. Ayrıca metabolizma hızlanır, 55 numaralı bölge sabit kalmakla beraber aşağıdaki noktalardan uygun olanlar tercih edilir.

BÖBREK RAHATSIZLIKLARI:

Sırttan böbrek hizası, sağ ayak topuğu, sağ ve sol ayak üstü böbrek hastalıkları için en uygun noktalardır.

SEDEF, EGZEMA ,SİVİLCE VE DERİ HASTALIKLARI:

Genelde zayıf bağışıklık sistemi olanlarda var olan deri hastalıklarıdır. Özellikle sedef hastalığının sinirsel boyutunun yanı sıra karaciğerle ve bağışıklık sisteminin zayıflığıyla alakası olduğu bilinmektedir. 55 numara sabit olmak üzere karaciğer arkası ve kahil en uygun hacamat noktalarıdır. Ancak bilinmelidir ki; sedef hastalığında hacamat kesin çözümdür demek yanlıştır. Ancak ben sedefin semptomlarının hacamatla azaldığını babamdan biliyorum. Çünkü o da sedef hastası. Durumu hacamatla şu an eskisine nazaran çok iyi ama henüz tam geçmiş değil. Bu tip hastalıklar dermatolojiyi ilgilendiren deri rahatsızlığı olarak algılansa da hastalık genelde yukarıda belirttiğimiz gibi bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde, daha belirgindir. Sırttan karaciğer arkasından Kahilden ve Omuz başlarından yapılan seans uygulamaları çok iyi sonuçlar vermektedir.  

KALP HASTALIKLARI VE KAN DOLAŞIMI PROBLEMLERİ:

Kalpteki tıkanıklıklar, çarpıntı, katle sıkışma hissi ve göğüs kafesinde ağrı hissi şikayetlerinde hacamatın önemi büyüktür. Benim de kalp damarlarımdan birinde bir tıkanıklık söz konusu idi. Sırtta kalp hizasına 24 saat öncesinden aynı fıtık tedavisinde olduğu gibi kuyruk yağı sarılır ve sırttan, kalp arkasından ve kahil noktasından hacamat yapılır. Kan dolaşımı ve damar problemlerinde de hacamatın önemi çok büyüktür. Hacamatla pis kan vücuttan çıkacak ve yeni kan hücreleri üretilerek temiz kan sağlanacak ve dolaşım rahatlayacaktır Allah’ ın izniyle…

KARACİĞER HASTALIKLARI, YÜKSEK KOLESTROL:



Sırttan karaciğer arkasından , kahil ve omuz yanlarından hacamat yüksek kolestrole ve karaciğer hastalıklarına iyi gelmektedir. Ehil bir haccama bu bölgelerden hacamat yaptırtmak gerekir.

GÖRME BOZUKLUKLARI:



Kesin olarak bilinmesi gereken bir şey vardır ki HACAMAT GÖZÜN FERİNİ ARTIRIR. Hacamat bittikten sonra kişi kendini loş bir ortamdan aydınlığa çıkmış gibi hisseder. Gözün görme kabiliyeti artar. Kataraktın başlangıcında bu hastalığa iyi gelir. Ancak katarakt ilerlediyse hacamat yapılmamalıdır. Bu da çok önemli bir noktadır. Miyop veya hipermetrop rahatsızlıklarına faydası olur. En azından birçok kimsede gözlemlerimiz gözlük numarası büyümesi olmadığı yönündedir. Bu yönde yapılan ciddi bir araştırma olmayıp sonuçlar kesin değildir. Sonuçlar kişilerin bize olumlu yönde dönütlerinden yola çıkılarak burada yazılmıştır. Hacamatın hiçbir yan etkisi olmadığından, hastalıklarda tamamlayıcı tedavi olarak uygulanması tavsiye edilir. Ancak ehil haccamlara gidilmelidir. Hijyene yüzde yüz özen gösterilmelidir.

HORMONAL HASTALIKLAR:



Kalp, karaciğer arkası ve sırttan mide ile bağırsak arkasına gelen noktalardan yapılır. Ancak boğazını tutamayıp şişmanlayanlar hacamattan yardım beklememelidirler. Onlar önce kendilerine yardım etmeli ve sağlıklı beslenmeye çalışmalıdırlar. Zira bizler hacamatla zayıflatamayız, sadece hormonal bozukluktan dolayı aşırı kilolu olanlara haccamlar yardımcı olabilirler.

VARİS:



Varis için yapılan uygulama da tedavi başarısı değişkendir. Hiç bir garanti yok ama kalp ve karaciğer arkası hacamattan sonra varis olan noktadaki biriken pıhtılar temizlenerek en yakın sinir ve kaslar uyarılmak suretiyle yapılır. Direk olarak varisli bölgeye veya çok yakın bölgeye hacamat uygulanmaz. Varisli bölgenin üzerine değil de, varisli bölgenin başlangıç merkezine yapılan hacamat çok başarılı olmaktadır.

CİLT KIRIŞIKLIĞI YAŞLANMA BELİRTİLERİ:

Bilindiği üzere yeryüzünde tedavisi olmayan tek şey yaşlanma ve ölümdür. Çünkü ayette belirtildiği üzere ‘‘Her nefis ölümü tadacaktır.’’ Ömrü olan her birey de mutlak yaşlanacaktır. Ancak yaşlanma belirtileri yavaşlatılabilir, cilt berraklaştırılabilir. Yaşlanma belirtileri yavaş metabolizmada bir takım yavaşlamaların ve bozulmaların olmasıyla meydana gelir. Çok uyumak, çok yemek, zararlı alışkanlıklar bu hızlanmayı artırır. Vücudun dinç kalmasının en önemli nedeni sabah uykusunun terkidir. Zira çok eski dönemde insanlar akşam (yatsı namazından sonra) erken yatarlar, sabah erken kalkarlarmış. İslam alimlerinin seher vakitlerinde uyanık oldukları, öğlenleri de sünneti seniyye gereği kaylule (öğlen uykusu veya gün arası şekerlemesi) yaptıkları bilinmektedir. Böylelikle eski zaman insanları hem daha çok yaşamakta, hem de dinç kalmaktaydılar. Baştan yapılan hacamatta cilt bölgesinin toksinlerden arınmasını ve dolayısıyla cildin parlaklaşmasını ve tazeliğini sağlamaktadır. 

KARPAL TÜNEL SENDROMU:



El bileğinin bir hastalığıdır. Bilekteki karpal tünelden geçen median sinirin sıkışması sonucu ortaya çıkar. Bu hastalık genellikle el bileklerini zorlayıcı işlerde çalışanlarda daha çok görülmektedir. Geceleri elde ve kolda uyuşma, tutma da güç kaybı, eli sallayınca ağrının hafiflemesi şeklinde belirtisi vardır. Ben bu tür bir vakayla karşılaşmadığım için etkisini bizzat bilmiyorum, sadece başka haccamların bildirdiklerini burada nakletme gereği duydum.

ANALİTİK DÜŞÜNME YETENEĞİ:

Analitik düşünme yeteneği derken burada anlattıklarımızdan zihinsel engelli bireyler için çıkarımlar yapılmamalıdır. Bizim kastımız normal zekada olup, gerek depresyon, gerek büyü vs gibi olumsuz etkenlerden dolayı dikkatini verememe, ani kararlar alamama, konsantre olamama gibi durumlarda geçerlidir. Ben böyle bir durumu kardeşimde yaşadım. Bana başında bir ağırlık hissettiğini, göz kapaklarının üzerinde sanki kum torbaları varmış gibi bir his olduğunu, bunun kendisinde zaman zaman asabiyet yaptığını söyledi. Başının üç yerinden (tepe noktası ve her iki kulak arkası) hacamat yaptım ve yaklaşık 5 dk içerisinde şikayetlerinin sona erdiğini söyledi. Mutlu olduk ve Allah’ a şükrettik. Aynel yakin tekrar bildik ve iman ettik ki; Allah Rasulü (S.A.V) heva ve nefsinden konuşmaz. Onun bildirdikleri vahiydir. Sahihtir, o hep doğruyu söyler. Ondan (haşa) yalan sadır olmaz. AMENNA VE SADDAKNA…

ALTINI ISLATMA:

Özellikle küçük çocuklarda söz konusu olan gece altını ıslatma ve gündüz istemsiz kaçırma durumlarında hacamat inanılmaz faydalıdır. Büyük özellikle 50 yaşını aşmış, küçük abdestini kaçıran tutamayan insanları da duyuyoruz çevremizde. Bunun biyolojik nedenler hariç en önemli nedeni kişinin namazdan nasibinin olmamasıdır. Çünkü namaz kılan bir insan sabah erkenden de olmak üzere mesanesini boşaltır. Küçük abdestini tutmaz. Öyle ki özellikle sabahları küçük abdesti tutmadan mesaneyi boşaltmak çok önemlidir. Her iki durumda da yani hem yetişkin hem çocukta idrar kaçırma durumlarında kulak arkası, kahil, sırt ve kuyruk sokumunun üstünden kişiye hacamat yapılır. ŞAFİİ OLAN ALLAHÜ ZÜLCELALDİR.

HORMON BOZUKLUKLARI, AŞIRI KİLO ALMA:



Bu tür kişilere hacamat tedavisi çok faydalıdır. Çünkü Özellikle genç yaşta yapılırsa çok daha faydalıdır. Bu tip hastalıklarda temel prensip hormon salgılama görevini sağlayan hipofiz bezinin görevini yapmamasından, veya tıkanması sonucu oluşur. Çözüm ilgili sinirleri uyarmakla başlanır. Aşağıda yazdığımız kilitlenmişlik sorunu ile paralellik gösterir.

DİŞ ETİ HASTALIKLARI VE DİŞ ÇÜRÜMELERİ:

İlk hacamat yaptırmaya başladığı anda diş eti hastalıkları ve diş çürümesi olan kişilerde bu şikayetlerin nerdeyse çoğunda azalma bulgularına rastlandı. Bu konuda yine bilimsel araştırma mevcut değil. Zira diş ve diş eti hastalıklarında Allah Rasulü (S.A.V) misvakı önermektedir. Misvakın yapılan araştırmalarda diş çürümesini önlediği, diş etlerini koruduğu, ağız kokusunu önlediği ve diş minelerini kuvvetlendirdiği bilinmektedir. Ancak baştan yapılan hacamatın da diş eti iltihaplanmasını önlediği, iltihap varsa da giderdiği bilinmelidir.

BOYUN VE SIRT AĞRILARI:

Masa başında çalışmak durumunda olan bireylerde, öğrencilerde vs görülen boyun ve sırt ağrılarının yüzde yüz çözümüdür hacamat. Yüzde yüz diyorum çünkü bizzat kendim bir çok vaka ile karşılaştım. Omuz ve sırttan alınan pis kan o bölgedeki tıkanıklığı açmakta ve oradaki dolaşımı rahatlatmaktadır. Halk dilinde kulunç olarak bilinen ağrıyı ve sırtta oluşan fibromiyajları hemen dağıtmakta ve etkisini yaklaşık 3-4 dk içerisinde göstermektedir. Ağrının şiddetine ve rahatsızlığın kronikleşmesi durumuna göre hacamat bu bölgede üç seans tekrar edilir. 

MANEVİ HASTALIKLAR:

İnsanoğlunda bedeni hastalıklar haricinde manevi bir takım hastalıklar da zuhur edebilmektedir. Mesela; Peygamber Efendimiz (S.A.V) e zamanında büyü yapılmış ve Efendimiz (S.A.V) bundan çok muzdarip olmuşlardı. Felak ve Nas sureleri nazil olduktan sonra Efendimiz (S.A.V) büyünün etkilerini izale etmek adına Ebu Taybe isimli bir zattan kendilerine hacamat yapılmasını istemiştir. Yine baştan yapılan hacamatın kökleşmiş 50 yıllık büyüyü kaldırdığı kaynak kitaplarda yazmaktadır. Bunun yanında kalp arkasından yapılan hacamat vesveseye şifadır. Manevi yönden istidata sebeptir Allahın izniyle O zaman diyebiliriz ki; manevi hastalıklarda sırt, kalp hizası, karaciğer arkası, İki kulak arkası ve kafanın arka ve orta kısımlarından hacamat uygulanır.

Sülük : Sıkça sorulan sorular

<<  Sıkça Sorulan Soru ve Cevaplar  >>

Bir hastada kullanılan sülükler, başka bir hastada da kullanılabiliyor mu ?
•Bir hastada kullanılan sülükler kesinlikle başka bir hastada kullanılmadan imha edilmelidir. Böylece kan yoluyla bulaşan hastalıkların geçişi engellenerek güvenli bir tedavi sağlanmaktadır. Sülükler ilk kullanımda ürettikleri salgıyı boşalttıklarından ikinci uygulamada aynı etkiyi gösteremezler.
Sülük tedavisinde uygulanmaması gereken bölgeler var mı ?
•Yumuşak cilt bölgeleri (Göz kapağı ve çevresi gibi)
• Keratinize bölgeler (Avuç içi, ayak tabanı gibi)
• Önemli Damarların Üzerleri (Boyun, Çene altı, Koltukaltı, Kasık gibi)
Sülük tedavisinde Uygulanması sakıncalı olan hastalıklar var mı ?
•Sülük tedavisi uygulamasında dikkat edilmesi gereken noktaların başında hastanın anemi (kansızlık) sorununun olmaması, kanı sulandırıcı ilaç kullanmıyor olması, pıhtılaşmaya engel bir hastalığının bulunmaması ve vücudunda aktif bir kanama odağının bulunmaması son bir ay içinde mide-barsak kanaması gibi bir hastalık geçirilmiş olması, cerrahi işlemlerin öncesi ve sonrası Ayrıca diyalize girmekte olan hastaların vital bulguları çok değişken olduğundan Sülük Tedavisi uygulanmaz. Gebelerde ve emziren annelerde, kontrolsüz diyabet hastalığı veya kalp yetmezliği olanlarda da sülük tedavisi uygulanmaz.
Sülük Tedavisinin yan etkileri var mı? Tedavi gören kişi daha sonra rahatsızlanırsa ne yapılması gerekir ?
•Sülük tevdisinden sonra en sık karşılaşılan yan etkisi uygulama bölgesinde görülen lokal kaşıntıdır. Bunun için 2 gün boyunca evde soğuk uygulama yapmak yeterlidir. Bunun dışında nadiren gelişebilecek baş dönmesi, tansiyon düşmesi, kanamanın uzun sürmesi gibi problemlerde Doktorunuza başvurmanızı veya en yakın Sağlık kuruluşuna başvurmanız önerilir.
Acil işim çıktı sülüğü ısırdığı bölgeden çıkarmak istiyorum ne yapmam lazım ?
•Tedavi bitmeden sülük ısırdığı bölgeden alınmak istenirse az miktarda sigara dumanı yada ısı kaynağı sülüğün ısırdığı yeri bırakmasını için kullanılabilir. Kesinlikle ısırdığı bölgeden çekmek suretiyle çıkartmaya çalışmayınız.
Sülük ısırdığı bölgede ne kadar zaman kalmaktadır ?
•Sülük doyduğunda kendiliğinden ısırdığı yüzeyi bırakır yaklaşık olarak 20 ila 45 dakika arasındadır nadiren 60 dakikayı bulduğu da olmuştur.
Aldığım Sülükler kısa zaman sonra ölüyor ?
•Sülük’lerin bakımında sakınılması gereken iki önemli husus vardır. Bunlardan biri suyun sıcaklığı diğeri ise suyun klorlanmamış olmasıdır (Şişe suyu kullanınız) ani ısı değişimlerinde sülükler ölür, suyun sıcaklığı 20 c olması gerekmektedir.
Tedaviden sonra nelere dikkat etmem gerekir ?
•Tedaviden sonra hastanın istirahat etmesi, çok sıcak yada çok soğuk ortamlardan kaçınması, kanı sulandırıcı ilaç kullanmaması ve bol sıvı alması gerekmektedir.
Tedaviden sonra sülüğün ısırdığı bölgeden ne kadar zaman kan akacak ?
•Uygulama sonrası 3 -24 saat civarında sızıntı şeklinde kanama olabilir , yapılmış olan pansuman açılmadan ertesi güne kadar beklenmelidir.
Sülükler Hastaları nasıl tedavi ediyorlar ?
•Sülüklerin Tedavi edici özellikleri kan emilirken vücuda verilen salgıda gizlidir. Bu salgı, 100’ün üzerinde biyoaktif madde içermektedir. Başlıca bu maddeler kanın pıhtılaşmasını engelleyici , oluşmuş pıhtıyı eritici, ağrı kesici, mikrop öldürücü, tansiyon dengeleyici, kas gevşetici, bağışıklık sistemini düzenleyici ve stres giderici etkilere sahiptir. Ayrıca sinir hücreleri ve liflerinin tamir edilmesini hızlandıran enzimlerdir.
Sülük tedavisinde enfeksiyon kapma riski var mıdır ?
•Uygulanıcak bölge pis ise sülük enfeksiyona sebep olabilir. Sülüklerin dış yüzeyi sterilize edilmemişse, sülüğün üstündeki bakterilerden enfeksiyon kapabilirsiniz . Uygulanacak bölge temiz olursa ve de sülüklerin dış yüzeyleri sterilize edilmiş olursa hiçbir enfeksiyon görülmez.
Sülük ısırması ağrı yada acıya sebep olur mu ?
•Sülüğün ısırması hastalar tarafından sivrisinek ısırması gibi hissedilir. Sülüğün ısırması ağrı yada acıya sebebiyet vermez.
18- Sülükleri nasıl imha etmemiz gerekli ?
•Sülükler kullandıktan sonra içinde %70'lik alkol veya çamaşır suyu bulunan kavanozda 5 dakika bekletilerek imha edilmelidir.