Kullandığımız Sülükleri Ne yapmalıyız

KULLANDIĞINIZ SÜLÜKLERİ NE YAPMALISINIZ


Türü yok olmakla karsı karsıya olan sülükleri imha etmek bu sanata ve bu tıbba verilecek en büyük zarardır. Sülük dediğimiz bu canlıların tek besini kandır. Su içerisinde birkaç çeşit planktonla beslense de temel madde kandır. Veya şöyle ifade edelim, bizim kullandığımız tüm sülükler mutlaka kan emmiştir. Kozadan cıktığı andan itibaren kan emerek büyürler. Bir sülüğün kozadan çıkıp kullanacak boya gelmesi normal koşullarda 6 ay kadar zaman alır. Bu yaz aylarında daha da hızlı olup 4 aya düşebilir. Nisan ayından Ekime kadar büyüme süreçleri vardır. Bu büyüme esnasında MUTLAKA bir canlıdan kan emmek zorundadırlar. Bu konak canlı yılan da olur kurbağa da olur balık vb bir çok şey olabilir. Yani kullanıdığınız sülükler gölde mutlaka bir canlıyı emmiş olmak zorundadırlar. Gölde 3 ay boyunca kurbaga yılan emen sülüğü aldım 1 ay temiz suda beklettim, dış sterilizasyonunu yaptım ve kendime kullandım diyelim. Bir sağlık sıkıntı olur mu ? Herkesin yaptığı şey bu zaten. Peki neden bir insanı emen sülüğü göle atmıyoruz. Zaten kan emen sülük harekat kabiliyeteri kısıtlandığı için içindeki kan bitinceye kadar saklanır ve çamura gömülür. Tekrar çıkması için içindeki besini bitirmesi ve acıkması gerekir. 


Bu size göre yanlış bir şey. Soruyorumo zaman gölde yılan kurbağa balık salyangoz emen sülüğü kullanınca sıkıntı olmuyor da neden daha öncesinde insan emen bir sülüğü kullnınca sıkıntı oluyor.


Şimdi diyeceksiniz ki, kanla bulaşan hastalıklar. Arkadaşlar bu kan hastalıkları bir insan neslinde mi var. Kurbağaların yılanların kanında hastalık olamaz mı ? Hatta göl ortamının bizzat kendi içinde bir çok ölümcül mikrop yok mu? Zehirli zooplanktonlar yok mu?

Bir de şuna göz atalım. Diyelim ki bulaşıcı bir hastalık sahibi olan kişi sülük yaptırdı. Bu sülüğü doğal ortamına saldık. 6 ay sonra yakaladık geldik. Şimdi bu sülük bu hastalığı taşıyor mu ?

Kanda yaşayabilen ve çoğalan mikroplar kanın yapısının bozulmasıyla yaşayamazlar. Sülüklerin midesinde 6 ay değil 6 hafta bekleyen kan artık kan olma özelliğini yitirir ve mikrop taşıyamaz. Sülüğün sindirmiş olduğu kan yapısını değiştirir. Sindirilir yani. Nasıl hala kan olma özelliğini gösterip de mikrop taşısın. Bazı kan hücreleri ferd olarak bulunabilir. Bir alyuvar 6ayda sindirilmeyebilir. Fakat bu kanın yapısının değişmediğini göstermez. Bir tek alyuvar bulmak ayır bir iştir, kanın yapısının bozulması ayrı.

Peki nasıl oluyorda o kadar mikrobun kanını emen sülük insana bir hastalık bulaştırmıyor.

Çünkü sülüklerin fıtratı mikropları yok etmek ve onlara karşı bağışıklık kazanmak üzeredir. Gelen mikrobu hemen yok eder etksiz hale getirir ve bu konuda bağışıklık kazanır. İşte bizde bu kazanılan bağışıklığın peşindeyiz. Bu yüzden sülük yaptırıyoruz. Eğer sülüğün başa çıkamayacağı bir mikrop ise zaten sülük ölmüştür.

Birazcık daha mantıklı düşünelim. Kurbağa emen sülük emdiği kanda hangi hastalıklarla karşılaşır. Genelde kurbağaların hastalıklarıyla. Bunun neticesinde kazanılan bağışıklık kurbağaya karşı kazanılmış olur. İnsana da faydası olur fakat eğer siz 6 ay önce bir insan emmiş ve doğal ortamına bırakılmış bir sülüğü kendinize uygularsanız bu daha faydalıdır. Çünki insan kanıyla karsılasan sülük ilk seferde gerekli bağışıklığı kazanmıştır. Ve kurbağa karşı değil de insana karşı gelişen bir bağışılığı vardır. Bu yüzden daha faydalıdır.
Doğaya saldığımız sülüğü bir başkasının kullanması ihtimali nedir ?
Çok düşüktür. Çünkü tok sülük saklanır. Aç sülük yakalanır. Tok sülük aldığı once besin ile üremeye başlar ve anaç hale gelir. Bu haldeyken de zaten biz onu koza yapmakla mesgulken görrüz.

İddia: Bir kez kan emip enzim boşaltan sülük bir daha enzim toparlamak için 6 ay bekler.

Bu iddiaya karşı soru. Sizin kullandığınız sülükler en son ne zaman kan emdiler kendi ortamlarında ? Bunun bir kaydı var mı elinizde. Siz aldınız 1 ay beklettiniz diyelim. Ama o sülük toplanmadan 1 hafta yada bir ay içinde kan emmiş olabilir. Kaldı ki nisan ayında kozadan cıkan sülük 0,5 üzerinde 3 ayda cıkar. Ve kan eme eme büyür bu canlı. İnsanı emince enzimler boşalıyor da kurbağa emince neden boşalmıyor. Veya siz bunun kaydını nasıl tutuyorsunuz ?

Sülükler enzimlerini bitiriyorsa en son bir ay önce emen sülüğü uygulayınca ısırdığı yerde kanın durması gerekir. Çünki içinde enzimleri yok. Acaba ? Sülüklerin bir çok enzimi vardır ama en çok bilinenleri kanı inceleten ve pıhtılaşmayı engelleyen enzimlerdir. İddia edildği gibi sülük tüm enzimi boşaltıyor ve 6 ayda tamamlamıyorsa emdikten 1 ay sonra tekrar emen sülüğün kanı hemen durmalı akmamalı. Lakin durum böyle değil. Şimdi diyebilirsiniz o kadar enzim var. Hepsi geri dönmüyor. Hirudo ve apiraz gibi enzimler en çok faydamıza olan enzimlerdir sülük tedavisinde. Diğerlerinin adını bile bilmez çoğu kişi.

Enzim hikayesi de fos çıktığına göre artık kapanışı yapalım.

Arkadaşlar ben konya çevresinde adı dülüklü göl olan ama içinde su olmayan bir çok eski gölet buldum. Göller kuruyor. Devlet, köylü balık tutsun diye sülüklü gölleri balıklı göl yapıyor. Tüm bunlar sülüklerin populasyonunu azaltıyor. Zirai ilaçlar hakeza aynı etkiyi yapıyor.
Siz bu durumda kullandıgınız sülüğü öldürün diyorsunuz. Biraz insaf ve vefa sahibi olun. 10 yıl sonra sülüklerin bitebileceğini düşünün. Yapmayın doğada işleyen düzeni bozmayın. Bu düzenden zararsızca faydalanın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder